GABİN DAVASI (AŞIRI YARARLANMA) NEDİR?
Türk Borçlar Kanunu’nun 28. Maddesi ile aşırı yaralanma yani gabin davası düzenlenmiştir;
TBK Madde 28: “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.”
GABİNİN ŞARTLARI NEDİR?
Gabin (aşırı yararlanma) hususundan söz edebilmek için gerekli şartları maddeler halinde belirtecek olursak;
- Yapılan sözleşme kararlaştırılan edimler arasında açık bir oransızlık olması şarttır. Oransızlık hususunun varlığına ilişkin hakimin takdir yetkisi vardır.
- Zarar gören taraf aşırı zayıf bir konumda olmak zorundadır..Yani sömürülen kişinin bilgisizliği, tecrübesizliği veya zor durumundan diğer tarafın aşırı yararlanması mevcut olmalıdır.
- Aşırı yararlanan kişi, karşı tarafın zayıf durumda olduğunu yani özel durumunu bilmelidir. Ayrıca diğer tarafı sömürme kastının da olması şarttır.
AÇIK ORANSIZLIK NEDİR?
Taraflar arasındaki sözleşmede gabin iddiasında bulunmak ve dava açarak hakkı alabilmek için belirli şartların mevcut olması gerekir. Gabinin olmazsa olmaz şartı edimler arasında açık bir oransızlığın mevcut olmasıdır. Burada bahsedilen açık oransızlık, liberal ekonomi sistemimize göre değerlendirilmeli, bu şekilde bir belirleme yapılmalıdır. Çünkü edimlerin eşit olması liberal ekonomi sisteminde beklenmeyen ve beklenmesi gerekmeyen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Edimler arasındaki küçük oransızlık nedeniyle iptal yoluna gitmek ticari hayattaki güvenilirliği ve istikrarı ortadan kaldıracaktır. Bu hususun da sözleşme özgürlüğüne yönelik ilkeye ters düşeceği aşikardır. İşte tam da bu nedenle gabinden söz edebilmek için edimler arasında AÇIK BİR ORANSIZLIK bulunması şarttır.
AÇIK ORANSIZLIK VARSA GABİN İÇİN YETERLİ MİDİR?
Sözleşme ile yerine getirilen edimler arasında açık bir oransızlık var olması pek tabi tek başına yeterli değildir. Şartlarda da bahsettiğimiz üzere sözleşmenin kurulduğu sırada taraflardan birinin zor durumda kalmış olması gerekmektedir. Mağdur olan tarafın zor durumda kalmasından söz edilemiyorsa düşüncesiz ya da deneyimsizliğinin mevcut olması olmazsa olmaz şarttır. Zor durumun ne olduğunu açıklayacak olursak kişinin borca batık bir halde olmasıdır. Aleyhine birçok icra takibi olması gibi örneklendirilebilir. Düşüncesiz ya da deneyimsizlikten kastedilen ise kişinin sözleşmenin taraflara yüklettiği edimlerin anlam ve değerini bilmemesi olarak bahsedilebilir.
AŞIRI YARARLANAN KİŞİNİN SÖMÜRMEK KASTI OLMASI GEREKİYOR MU?
Taraflar arasındaki sözleşmeden aşırı yararlanan kişinin, karşı tarafın zor durumda olmasını, düşüncesizliğini veya deneyimsizliğini fark etmiş yani biliyor olması gerekmektedir. Aşırı yararlanan kişi, karşı tarafın zor durumunun farkında değilse, bilmiyorsa veyahut bilecek bir durumda değilse gabinden söz edilemez. Yine diğerinin zor durumda olduğunu bilmesine rağmen sömürme kastı olmadan karşı tarafla sözleşme yaptıysa da gabinden söz edilemeyecektir. Yargıtay kararları da aşırı yararlanan kişinin mevcut durumu ile faydalanılan kişinin durumunun kendi içerisinde değerlendirilmesi gerektiğinden bahsetmektedir. Dolayısıyla her somut olay özelinde değerlendirme yaparak gabinin varlığı sorgulanmalıdır.
GABİNİN VARLIĞI HALİNDE HAKLAR NELERDİR?
Aşırı yararlanma var ise bu durumdan zarar gören kişi ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek edimin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini karşı taraftan isteyebilecektir. Burada önemle belirtmek gerekir ki gabin yani aşırı yararlanma söz konusu olsa da sözleşme baştan itibaren geçerli kabul edilmektedir. Ancak sözleşme kanunlarımız ile zarar gören kişiye verilen hakkın kullanılmasıyla baştan itibaren geçersiz hale gelecektir. Kısaca geçerli olan bir sözleşme mevcut ise de gabin söz konusu ise zarar gören kişinin hakkını kullanması sözleşmeyi geçersiz hale getirecektir.
GABİN (AŞIRI YARARLANMA) ZAMANAŞIMI SÜRESİ VAR MI?
Kanunumuzda gabin iddiasına yönelik hakkın kullanılması için süre sınırlaması getirilmiştir. İlgili maddeye göre zarar gören gabin iddiasıyla birlikte kendisine verilen hakkı, düşüncesizlik ya da deneyimsizliğini öğrendiği veyahut zor durumda kalma durumunda ise durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl içinde kullanmalıdır. Genel zaman aşımı da mevcut olup eğer bu hususu öğrenmediyse de her ne olursa olsun sözleşmenin kurulduğu günden itibaren beş yıl içerisinde hakkını kullanmalıdır. Yani kişi 5 yıl geçtikten sonra gabinin varlığından haberdar olduysa artık hakkını kullanamayacak çünkü genel zamanaşımı olan 5 yıllık süre dolmuş olacaktır.
SÜREÇ NASIL YÜRÜTÜLMELİDİR?
Makalemizde bahsetmiş olduğumuz üzere yapmış olduğunuz sözleşme ile karşı taraf aşırı yararlanma sağlamış ve siz mağdur olmuşsanız Gabin (Aşırı Yararlanma) davasına bakan, bu alanda uzman olan avukat ile sürecin yürütülmesi önem arz etmektedir. Diğer davalara kıyasla birçok özel olgu barındıran gabin davası özellikle süreler yönünden dikkat edilmesi gereken dava türüdür. Bu dava türüne yönelik hak kayıplarına uğramamak adına Ankara ilinde avukat olan Av. Akın Özbey Hukuk & Danışmanlık büromuzla iletişime geçebilirsiniz.